Türkiye’nin Libya’daki Askeri Varlığı 2026’ya Kadar Devam Edecek
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Libya'daki görev süresini 2 Ocak 2026 itibarıyla 24 ay daha uzatma kararı aldı. Bu önemli gelişme, Türkiye'nin uluslararası askerî stratejisindeki rolünü pekiştirirken, muhalefet partilerinden gelen eleştirilerin de gündeme gelmesine neden oldu.
TBMM'den Kritik Onay
TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı tezkeresini kabul ederek, Türk askerinin Libya'daki varlığını sürdürmesine onay verdi. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, bu tezkerenin askeri bir yetkilendirme olmadığını belirtti. "Türkiye'nin Libya'daki varlığı, tarihi ve stratejik bağlarımızı güçlendirmek içindir," dedi. Oktay, eleştirilerin nedenini sorgulayarak, “Türkiye'nin sınır komşuları ve ulusal güvenliği göz önünde bulundurularak bu karar alınmıştır,” ifadelerini kullandı.Tarihî Bağların Önemi
Oktay, Türkiye ile Libya arasındaki ilişkilerin tarihi köklerinin 16. yüzyıla kadar uzandığını vurguladı. "Tarih bizim tarihimizdir. Maziden atiye dedik. Maziyi dikkate almayanın atisi yoktur," diyerek, Libya ile olan bağların yalnızca güncel politikalarla değil, derin tarihi ilişkilerle de şekillendiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, Libya'nın Türkiye için stratejik bir ortaklık teşkil ettiğini belirten Oktay, uluslararası ilişkilerdeki önemine dikkat çekti.Siyasi Tartışmalar ve Gelecek
Libya tezkeresine yönelik tartışmalar, Türkiye'nin dış politikası üzerine geniş bir etki alanı oluşturuyor. Muhalefet partileri, Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığını sorgularken, Oktay, bu eleştirilerin yüzeysel olduğunu ve Türkiye'nin güvenlik stratejisinin daha derin bir analize ihtiyaç duyduğunu savundu. "Sadece eleştiriden kaçınmamalıyız, bu meseleleri anlamalı ve stratejik olarak değerlendirmeliyiz," dedi.Bu gelişmeler, Türkiye'nin bölgesel güvenlik politikaları ve uluslararası ilişkileri açısından ne denli önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Libya'daki Türk varlığı, hem askeri hem de diplomatik açıdan Türkiye'nin uluslararası arenadaki rolünü güçlendirirken, aynı zamanda bölgedeki istikrar için de kritik bir unsur olarak değerlendiriliyor. 2026 yılına kadar sürecek olan bu görev, Türkiye'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki etkisini artırma hedefinin bir parçası. Özellikle bu süreçte, uluslararası ilişkilerde yaşanan belirsizlikler ve gerginlikler, Türkiye'nin bu stratejik adımının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Kaynak: Milliyet