40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
Havacılıkla ilgili teknolojiler zaman içinde büyük bir gelişim gösterdi ve bu gelişim, özellikle güvenlik konusunda kritik bir rol oynadı. Uçakların kalkış ve inişleri sırasında en önemli husus, hava koşullarının ne kadar kötü olduğuna bakılmaksızın güvenli bir şekilde piste inmelerini sağlamaktır. İşte tam da bu noktada, Aletli İniş Sistemi (ILS) devreye girmektedir. Bu sistem, uçakların düşük görüş mesafelerinde, özellikle sisli veya karlı havalarda, güvenli bir şekilde iniş yapabilmelerini sağlamak için tasarlanmıştır.
Aletli İniş Sistemi, uçakların bir havaalanına doğru güvenli bir şekilde yaklaşmalarını sağlayan bir teknolojidir. Bu sistem, uçakların doğru bir iniş hattını takip etmelerini ve belirli bir açıyla piste inmelerini mümkün kılar. ILS, temelde, uçakların doğru rotada kalmalarını sağlayacak bir dizi radyo sinyali gönderen ekipmandan oluşur. Bu sinyaller, uçakların hem yatay hem de dikey düzlemde doğru bir şekilde piste yönlenmesini sağlar.
Bir ILS sistemi genellikle üç ana bileşenden oluşur:
ILS, özellikle kötü hava koşullarında büyük bir avantaj sağlar. Örneğin, görüş mesafesinin çok düşük olduğu bir ortamda, pilotlar yer işaretleri ve ekipmanlar sayesinde güvenli bir şekilde iniş yapabilirler. ILS sayesinde, pilotlar hem yatayda hem de dikeyde doğru bir yönde olduklarından emin olabilirler.
Aletli İniş Sistemi’nin farklı seviyelerde uygulanabileceği üç ana kategorisi bulunmaktadır. Bu kategoriler, pilotların karar verme aşamalarını ve iniş için gerekli olan minimum görüş mesafesini belirler. ILS sisteminin sağladığı bu üç ana kategori, havaalanlarındaki uçuş operasyonlarının güvenliğini arttırır:
Bu kategoriler, uçakların havaalanına ne kadar yakın olduklarına göre, sistemin sağladığı sinyallerle ilişkilidir ve pilotların hangi seviyede bir iniş yapacaklarına karar vermelerine yardımcı olur.
Her ne kadar ILS, güvenli iniş için harika bir araç olsa da, bazı durumlarda pilotların beklenmedik sorunlarla karşılaşmalarına yol açabilir. Özellikle sahte glideslope edinimi, uçağın yanlış bir iniş açısı almasına neden olabilir. Bu, uçağın yanlış bir kayma eğimiyle ilerlemesine ve bu nedenle inişi gerçekleştirmekte zorlanmasına yol açar.
Bu sahte eğimler, zemin yansımaları veya antenlerin radyo sinyallerinin engellenmesi nedeniyle oluşabilir. Böyle durumlar, uçağın AP (otomatik pilot) bağlantısını kaybetmesine veya ani iniş yapmaya zorlanmasına neden olabilir. Sonuç olarak, uçak inişi güvenli bir şekilde tamamlayamayabilir ve pas geçmek gerekebilir.
ILS sisteminin kurulabilmesi için belirli çevresel koşullar gerekmektedir. Örneğin, havaalanının çevresindeki arazi, radyo sinyallerini engellemeyecek şekilde uygun olmalıdır. Ayrıca, kalkış ve iniş eğimleri de belirli sınırlar içinde olmalıdır. ILS, daha çok düşük görüş koşullarında ve sisli havalarda tercih edilir, çünkü bu gibi durumlarda pilotların güvenli iniş yapabilmeleri için bu sistem kritik bir rol oynar.
Havaalanlarında kullanılan diğer yardımcı sistemler de ILS ile birlikte çalışabilir. Bunlar arasında VOR, DME, NDB ve Radar sistemleri yer alır. Bu sistemler, uçakların havaalanına yaklaşmalarını daha da güvenli hale getirir ve aynı zamanda, ILS olmayan havaalanlarında da uygun bir alternatif oluşturur.
Aletli İniş Sistemi, modern havacılığın temel taşlarından birini oluşturur. Hava koşullarının ne kadar kötü olduğuna bakılmaksızın, ILS sistemi uçakların güvenli bir şekilde iniş yapabilmelerini sağlar. Bu sistemin sunduğu yüksek doğruluk, hem pilotların hem de yolcuların güvenliğini artırır. Gelişen teknoloji ile birlikte, havaalanlarında daha fazla ILS sistemi kurulmakta ve uçuş güvenliği her geçen gün daha da artmaktadır. Bu sistemin sağladığı emniyet, uçuşların güvenli bir şekilde tamamlanmasını sağlar ve havacılık endüstrisinin en önemli yeniliklerinden birini temsil eder.
Kerem Albayrak, OPAC Global Varlık Koruma Şirketi’nin Tel Aviv’de Yeni Ofisler Açacağını Açıkladı