DOLAR

40,2601$% 0.13

EURO

46,7458% 0.13

STERLİN

53,9601£% 0.23

GRAM ALTIN

4.316,24%0,46

ONS

3.337,10%0,40

BİST100

10.198,76%-0,26

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Haber Haber
  • Genel
  • Tenerife Faciası: Havacılık Tarihinin En Büyük Karasal Kazası

Tenerife Faciası: Havacılık Tarihinin En Büyük Karasal Kazası

ad826x90
ad826x90

27 Mart 1977, havacılık tarihinin en trajik günlerinden biriydi. İspanya’nın Tenerife Adası’nda, Los Rodeos Havalimanı’nda meydana gelen kaza, dünya çapında büyük bir şok etkisi yaratmış ve havacılık güvenliği üzerine köklü değişikliklere yol açmıştır. 583 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bu kazanın ardında yatan sebepler, dikkatsizlik, yanlış iletişim ve pek çok hata zincirinin birleşmesiyle oluşan trajik bir olaydır.

Bu yazıda, Tenerife faciasının nedenleri, meydana geliş şekli ve sonrasında alınan önlemler hakkında detaylı bir bakış sunacağız.

Olayın Başlangıcı: Kanarya Adaları’nda Terör Tehdidi

Kazanın arka planında, 1977 yılında Kanarya Adaları’nda patlayan bir bomba bulunuyor. Gran Canaria Havalimanı’na yapılan terörist saldırı sonucu sekiz kişi yaralanmış ve iniş yapan uçaklar büyük bir tehlike altına girmişti. Patlama sonrası, sivil havacılık yetkilileri güvenlik gerekçesiyle Gran Canaria Havalimanı’nı uçuşlara kapatmış ve iniş yapmayı planlayan tüm uçakları, o dönemde yalnızca bir pist ve bir paralel taksi yoluna sahip olan Los Rodeos Havalimanı’na yönlendirmişti.

Gran Canaria’dan gelen uçaklar, burada park etmek zorunda kalmış ve yolcuların terminale alınması için işlemler başlatılmıştı. Ancak, Los Rodeos Havalimanı’nın kapasitesinin çok üzerinde bir yoğunluk yaşanıyordu. Bu durum, uçaklar arasında sıkışıklığa ve hatta büyük bir trajediye yol açtı.

Kaza: Birbirini Göremeyen Dev Uçaklar

Kazaya karışan uçaklardan ilki, KLM Havayolları’na ait, Amsterdam’dan Gran Canaria Havalimanı’na uçmak üzere yola çıkan bir Boeing 747’ydi. Uçakta 234 yolcu ve 14 mürettebat bulunuyordu. Kaptan pilot Jacob Veldhuyzen van Zanten, havayolunun en deneyimli kaptanlarından biriydi ve aynı zamanda şirketin reklam yüzüydü. İkinci uçak ise Pan Am Havayolları’na ait, Los Angeles’tan Gran Canaria’ya gitmek üzere kalkan başka bir Boeing 747’ydi. Bu uçakta ise 380 yolcu ve 16 mürettebat bulunuyordu.

Kazanın gerçekleştiği an, her iki uçak da Los Rodeos Havalimanı’na park ettirilmişti ve görüş mesafesi 100 metreye kadar düşen yoğun bir sisin içindeydiler. KLM uçağının yakıt yüklemesi devam ederken, Pan Am uçağı kalkış için hazır duruyordu. Ancak, KLM uçağının yakıt alımının devam etmesi nedeniyle Pan Am uçağı, kalkış yapabilmek için beklemek zorunda kalmıştı. Bir süre sonra, KLM uçağının yakıt yüklemesi tamamlanıp kalkış için piste girdi.

KLM uçağı, kule tarafından verilen talimata uygun olarak, pistin sonuna kadar ilerledi ve burada 180 derece dönüş yaptı. Ancak, Pan Am uçağı, taksiyolundaki çıkışları yanlış anlamış ve henüz pistten çıkamamıştı. Her iki uçak, sisin içinde birbirini göremeden hareket etmeye devam ediyordu. Görüş mesafesinin düşmesi ve hava trafik kontrolünün yaptığı yanlış iletişim nedeniyle, KLM uçağı kalkış için hızlandı ve tam o sırada, Pan Am uçağı, KLM’nin pistte olduğunu fark etti. Ancak, artık çok geçti.

Çarpışma ve Sonuçları

KLM uçağı, kalkış sırasında hızlandığı için Pan Am uçağını geçmeye çalıştı. Fakat, KLM’nin kalkış pozisyonu almak için fazla erken harekete geçmesi, uçağın yeterince yüksekliğe ulaşmadan kuyruğunun piste çarpmasına ve 22 metre boyunca sürüklenmesine yol açtı. KLM uçağı nihayet havalandığında, Pan Am uçağı ile yaklaşık 100 metre mesafedeydi. Ancak, Pan Am uçağının sağ kanadı, KLM uçağının motorlarıyla çarpıştı ve bu şiddetli çarpışma sonucu her iki uçak da büyük hasar gördü. KLM uçağının motorlarından çıkan ateş, kısa süre içinde uçağın tamamen alev almasına neden oldu.

Pan Am uçağının yolcu kabininde ise yangın sonucu yolcular hemen hayatını kaybetti. KLM uçağındaki 234 yolcu ve 14 mürettebat da aynı şekilde, alevlerin içinde hayatlarını kaybetti. 326 yolcu ve 9 mürettebatı bulunan Pan Am uçağının kabin kısmı ise tahrip olmuştu, yalnızca 54 yolcu ve 7 kabin görevlisi kazadan sağ kurtulabildi.

Hava Trafik Kontrolündeki Hatalar

Tenerife faciasının ardında, bir dizi iletişim hatası ve yanlış varsayımlar yer almaktadır. Öncelikle, KLM kaptanı, kalkış izni olmadan uçağı hareket ettirdi. Kaptan, hava trafik kontrolünün kendisine verdiği “kalkış izni” mesajını aldıktan sonra, gerekli prosedürleri tam olarak yerine getirmemişti. Diğer taraftan, Pan Am kokpit ekibi, uçuş sırasında karşılaştıkları belirsizlikleri kulak ardı etti ve sisin içinde doğru çıkışı bulamayarak pisti terk edemediler.

Ayrıca, hava trafik kontrolünde görevli olan kişiler de görüş mesafesinin düşmesinin getirdiği zorluklar nedeniyle yanlış talimatlar verdi. KLM uçağının kalkışa başladığı sırada, kontrol kulesi, Pan Am uçağının hâlâ pistte olduğunu fark etti, ancak radyo iletişimi sorunları nedeniyle müdahale edemedi. Frekans sıkışması nedeniyle, Pan Am ekibinin “Biz hâlâ pistteyiz!” şeklindeki çağrısı KLM ekibi tarafından duyamadı.

İnsan Faktörleri: Kaptan Van Zanten’in Karakteri ve Hiyerarşi Sorunları

Kaza sonrası yapılan soruşturmalar, havacılıkta “insan faktörleri”nin önemini vurgulamıştır. KLM kaptanı Jacob Veldhuyzen van Zanten, yüksek pozisyonu ve uzun tecrübesi nedeniyle ekip üyeleri tarafından sorgulanamayan bir figürdü. Kaptanın baskın kişiliği, uçuş mühendisi ve yardımcı pilotun duyduğu kaygıyı dile getirmesine engel olmuştu. Yardımcı pilot, kalkış izni almadan hareket etmeyi sorgulamış ancak kaptanın kararı sorgulanmadan uygulanmıştı. Bu, havacılıkta bir liderin kararlarının tüm ekip tarafından tartışılmadan kabul edilmesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini gösteren önemli bir örnektir.

tenerife

Havacılık Güvenliğinde Köklü Değişiklikler

Tenerife faciası, dünya havacılığında büyük bir dönüm noktası oldu. Kazanın ardından, havacılıkta önemli değişiklikler gerçekleştirildi. Öncelikle, hava trafik kontrolünde daha dikkatli iletişim kurallarının uygulanması gerektiği kabul edildi. “Take-off” (kalkış) gibi terimler sadece kalkış izni verildiğinde kullanılmaya başlandı. Ayrıca, kokpit içi iletişimdeki hiyerarşinin havacılık güvenliğini tehdit edebileceği anlaşıldı ve bu, Crew Resource Management (CRM) adı verilen yeni bir eğitim programının geliştirilmesine neden oldu. Bu eğitim, pilotların, kokpit ekibindeki tüm üyelerin kararlarına katılmalarını ve iletişimin doğru şekilde sağlanmasını zorunlu kıldı.

Tenerife faciası, basit bir hata zincirinin nasıl büyük bir felakete yol açabileceğini gözler önüne sermektedir. İletişim eksiklikleri, yanlış varsayımlar, eğitim eksiklikleri ve aşırı güven gibi faktörler bir araya gelerek, havacılık tarihindeki en büyük kara kazasına neden olmuştur. Bu trajik olay, havacılıkta güvenliği artırmak amacıyla alınan derslerin temellerini atmış ve bugünün daha güvenli havacılık endüstrisinin oluşmasına katkı sağlamıştır.

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ateist Yönetmen Samet Çakırtaş’ın Evine Saldırı: “Allahu Ekber Sloganları Duyduk

HIZLI YORUM YAP