40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
 02:00
                        
                    Ben, havacılık tarihinin dönüm noktalarını kaleme alan bir blog yazarı olarak, bugün sizlere Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan, hem havada hem karada büyük bir trajedinin simgesi haline gelmiş, 1986 yılındaki AeroMéxico Uçuş 498 kazasını anlatacağım. Bu kaza, sadece 82 canın yitirildiği bir felaket değil; aynı zamanda modern havacılık güvenliğinde devrim yaratan, kritik bir sistemin (TCAS) zorunlu hale gelmesine giden yolda atılmış acı bir adımdır.
Bu, basit bir mekanik arıza hikayesi değil. Bu, görememe ve duyamama trajedisidir.
31 Ağustos 1986 Pazar günü, Los Angeles’ın Cerritos banliyösü üzerinde gökyüzü açıktı, görüş mesafesi mükemmeldi. Her şey, o ana kadar Amerika’nın en yoğun hava sahalarından birinde, Los Angeles Uluslararası Havalimanı (LAX) yaklaşma prosedürlerinin normal akışında ilerliyordu.
AeroMéxico’nun 498 sefer sayılı uçuşu, bir McDonnell Douglas DC-9-32 (tescili XA-JED), Meksika’nın başkenti Mexico City’den hareket etmiş, Mazatlán ve Tijuana’da duraklamış, son durağı olan LAX’e inmek üzere alçalmaya başlamıştı. Uçakta 58 yolcu ve 6 mürettebat bulunuyordu. Kokpitte tecrübeli Kaptan Arturo Valdes Prom ve Birinci Subay Kenneth Rhodes Valencia vardı.
Aynı anda, özel bir uçak olan tek motorlu Piper PA-28-181 Archer (tescili N4891F), pilot William Kramer ve eşi ile kızı olmak üzere üç kişiyle, yerel bir havaalanından havalanmış, Big Bear Gölü’ne doğru bir geziye çıkmıştı.
Piper Cherokee, Los Angeles Terminal Kontrol Alanı’nın (TCA – o zamanki adıyla) tam altındaki bir bölgede uçuyordu. Bu bölge, Piper gibi genel havacılık uçaklarının uçuş planı veya transponder (uçak tanımlama cihazı) olmadan uçabildiği, yoğun ticari hava trafiğine sahip hava sahasının adeta bir “kör noktası”ydı.
DC-9, yaklaşık 6.560 feet (yaklaşık 2.000 metre) irtifada, LAX’e son yaklaşmasını yapıyordu. Piper uçağının pilotu Kramer ise, uçuş planının bir parçası olmayan bir alana doğru tırmanıştaydı.
Trafik Kontrolünün Yükü:
Ana problem, LAX yaklaşma kontrol merkezinde yaşanıyordu. O sırada o bölgenin hava trafik kontrolörü, radarında Piper’ın transponder sinyalini (bazı radar türleri o irtifada Piper’ın sadece basit radar yansımasını görebiliyordu) görmüş, ancak aynı anda hava sahasını ihlal eden başka bir uçakla ilgileniyordu. Bu anlık dikkat dağınıklığı ve o dönemki sistemlerin yetersizliği nedeniyle, kontrolör, Piper’ın DC-9’a doğru tehlikeli bir şekilde yaklaştığı konusunda 498 sefer sayılı uçuşu uyarma fırsatını kaçırmıştı.

Yerel saatle 11:52:09’da, Cerritos semalarında, iki uçak tam 90 derecelik bir açıyla çarpıştı.
Kazanın dehşeti karada da devam etti. DC-9’un enkazı ve patlamadan çıkan yangın, beş evi tamamen yok etti ve yedi evi ağır hasara uğrattı. DC-9’daki 64 kişi ve Piper’daki 3 kişiyle birlikte, yerde bulunan 15 masum sivil de hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 82 oldu.
NTSB, kazayı detaylıca inceledi ve nihai raporunda, çarpışmanın temel nedenlerini ve havacılık sistemindeki kritik boşlukları ortaya koydu:
NTSB, kontrolörün diğer bir trafikle ilgilenirken Piper’ın izini kaybetmesini ve 498 sefer sayılı uçuşu uyaramamasını kaza zincirindeki önemli bir halka olarak belirledi. O dönemde, kontrolörlerin radar ekranlarında uçakların otomatik olarak tanımlanması ve çarpışma uyarılarının verilmesi sistemi (TCAS değil, yer tabanlı uyarılar) yetersizdi.
Görüş mesafesi açık olmasına rağmen, NTSB raporu iki uçağın da birbirini göremediğini veya son anda fark ettiğini belirtti. Özellikle Piper pilotunun yoğun Los Angeles hava sahasında gerekli dikkati göstermemesi ve transponderinin düzgün çalışmaması da kazanın gerçekleşmesinde pay sahibiydi. Ticari uçuşlarda bile, pilotların çevreyi sürekli tarama zorunluluğu bulunuyordu. Ancak iki uçağın da görüş açılarının kör noktaları, çarpışmadan kaçınmayı imkansızlaştırmıştı.
Kazanın en büyük ve en kritik sonucu, Piper gibi genel havacılık uçaklarının, yoğun hava sahasında uçarken yükseklik bildirim özelliği olan transponder kullanma zorunluluğunun olmamasıydı.
AeroMéxico 498 kazası, havacılık güvenliğinde bir dönüm noktası oldu. Yaşanan bu trajedinin ardından ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve uluslararası otoriteler, sistemik değişikliklere gitmek zorunda kaldı:
Kazanın belki de en önemli mirası, Trafik İkaz ve Çarpışma Önleme Sistemi (TCAS – Traffic Alert and Collision Avoidance System) sisteminin geliştirilmesinin hızlanması ve zorunlu hale gelmesi oldu. TCAS, uçakların çevredeki diğer transponder taşıyan uçakları otomatik olarak algılamasını ve çarpışma tehlikesi durumunda pilotlara birbirlerinden uzaklaşmaları için otomatik talimatlar vermesini sağlayan devrimsel bir teknolojidir.
Los Angeles TCA çevresindeki kurallar derhal sıkılaştırıldı. Artık, belirli yoğun hava sahalarında (günümüzdeki adıyla Class B) uçan tüm genel havacılık uçaklarının dahi yükseklik okuyabilen transponder (Mode C) ile donatılması zorunlu hale getirildi. Bu, kontrolörlerin ve gelecekteki TCAS sistemlerinin tüm trafiği doğru irtifada görmesini sağladı.
AeroMéxico ve Piper pilotunun ailesi aleyhine çok sayıda dava açıldı. Hukuki süreçler sonucunda, mahkemeler nihayetinde kazanın temel sorumluluğunu ABD Hükümeti’ne (FAA) yükledi ve hava trafik kontrol sistemindeki yetersizlikler nedeniyle tazminat ödenmesine karar verildi.
Cerritos felaketi, havacılık camiasına acı bir ders verdi: Gör ve Kaç kuralı, modern, kalabalık hava sahalarında tek başına yeterli değildir. İnsan gözünün ve dikkat süresinin sınırları vardır.
1986’daki bu trajik olay, teknolojinin insan hatasını telafi etmesi gerektiği gerçeğini tescil etti. Bugün gökyüzünde güvenle uçuyorsak, bu, büyük ölçüde AeroMéxico Uçuş 498’de yitirdiğimiz 82 canın ve onların yol açtığı sistemik devrimin eseridir. Onların anısına saygıyla…
Havacılık tarihinde, TCAS sisteminin zorunlu hale gelmesini sağlayan bu tür başka hangi önemli kazaları incelememi istersiniz?
                        Lauda Air Uçuş 004: Tayland Semalarında Yanan Bir Güven Sorusu
          
                                
                                    1
                                    TightTonic™: Türkiye’den Doğan ve E-Ticarette Yükselen Bir Başarı Hikayesi
                                    1012 kez okundu
                                
                            
                        
                                
                                    2
                                    Gökyüzünde Talihsiz Bir Hikâye: Aeroflot Flight 593 Kazası ve Arkasındaki Gerçekler
                                    920 kez okundu
                                
                            
                        
                                
                                    3
                                    Helios Airways Flight 522 Kazası: Kabin Basıncı Arızasının Trajik Sonu
                                    884 kez okundu
                                
                            
                        
                                
                                    4
                                    Lansa Flight 508 Kazası ve Juliane Koepcke’nin İnanılmaz Hikayesi
                                    875 kez okundu
                                
                            
                        
                                
                                    5
                                    Gol Transportes Aéreos Flight 1907: Brezilya Hava Sahasında Yaşanan Korkunç Çarpışma
                                    871 kez okundu