40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
02:00
08 Aralık 2025 Pazartesi
İstanbul’un Karaburun bölgesinde yaşanan çevre skandalı, yeni bir video ile gün yüzüne çıktı ve endişe verici detaylar ortaya koydu. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (İSKİ) bağlı biyolojik arıtma tesisinin, atık suyu hiç arıtma işlemine tabi tutmadan doğrudan denize boşalttığı iddiaları, kaydedilen görüntülerle bir kez daha gündeme geldi. Uzmanlar, bu durumun deniz ekosistemine ciddi zararlar verebileceği konusunda uyarıyor.
Pazar sabahı saat 07.12’de bir vatandaş tarafından kaydedilen görüntüler, İSKİ’nin Karaburun Atıksu Arıtma Tesisi’nin “arıtım” vaadinin gerçek dışı olduğunu gösteriyor. Videoda, koyu renkli atık suyun tesisin çıkışından doğrudan denize aktığı görülüyor. Vatandaş, bu durumu şöyle aktardı: “İSKİ’nin iddia ettiği gibi arıtma olmuyor; tam tersine atık su, hiç bir işlemden geçmeden denize gidiyor.” Bu görüntüler, tesisin işleyişindeki sorunu gözler önüne seriyor.
Uzmanlar, arıtılmayan atık suyun deniz ekosistemine ve halk sağlığına ciddi tehditler oluşturabileceği konusunda uyarıyor. Atık suyun içeriğinde yer alan kimyasallar ve patojenler, deniz canlıları üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceği gibi, bu suyu kullanan insanların sağlığını da tehlikeye atıyor. Özellikle yaz aylarında artan deniz turizmi ile birlikte, bu durumun daha da kritik hale geleceği belirtiliyor.
Tesisin işleyişi ile ilgili bu skandal görüntüler, kamuoyunun tepkisini çekerken, İSKİ ve yetkililer henüz bir açıklama yapmadı. Şeffaflık ve hesap verebilirlik talep eden vatandaşlar, yetkililerin duruma nasıl bir yanıt vereceğini merakla bekliyor. Yetkililerin bu konuya bir an önce el atarak, halk sağlığını koruyacak adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.
İstanbul’un su arıtma sistemindeki bu tür skandallar, çevreye olan duyarlılığın arttığı bir dönemde, dikkatle izlenmesi gereken bir mesele. Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir çevre politikaları için halkın bilinçli olması gerekiyor. Herkesin ortak sorumluluğu, denizlerimizi ve çevremizi korumak için gerekli adımları atmaktır. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için toplumun ve yetkililerin birlikte hareket etmesi büyük önem taşıyor.
Kaynak: Milliyet
Hatay, deprem sonrası yeniden yapılandırılma sürecinde önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Çeşitli projeleri ve şehir planlamalarını yerinde incelemek için yapılan ziyarette, Bakan Kurum’a olan destek ve minnet duygusu, Hataylılar tarafından somut bir şekilde ifade edildi. Hataylı esnaf ve vatandaşlar, Bakan Kurum’u “Bir şehrin umudu oldunuz” diyerek karşıladı ve ona nergis çiçeği hediye etti. Bu an, bölge halkının yeniden doğma arzusunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bakan Kurum, kendisine sunulan nergis çiçeği için “Nergis umut çiçeğidir. Sizin gibi umut verici” sözleriyle karşılık verdi. Hatay’ın bu nergis çiçeği gibi umudun filizlendiği bir yer olduğunu belirterek, “Hatay, bu nergis çiçeği gibi umudun yeşerdiği bir yer oldu” dedi. Bu ifadeler, deprem sonrası yeniden inşa sürecinde vatandaşların hissettiği umut ve kararlılığı pekiştirdi.
Ziyarette, bir vatandaşın “Bir Anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğacağız” demesi, katılımcılarda derin bir duygusal etki yarattı. Hataylıların kararlılığı ve inancı, Bakan Kurum’un ziyaretini daha da anlamlı kıldı.
Bakan Kurum, Hatay’da gerçekleşecek olan son anahtar teslim töreninin hazırlıklarını da yerinde gördü. 27 Aralık’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yapılacak bu etkinlik, bölge için tarihi bir anı simgeliyor. Emek Mahallesi’ndeki örnek dairenin incelemesi sırasında, Bakan Kurum’un bölge halkıyla sıcak diyalogları, yeniden yapılanmanın somut adımlarını bir kez daha ortaya koydu.
Bu tarih, yalnızca yeni evlerin teslimi değil, aynı zamanda Hatay’ın yeniden doğuşunun sembolü olacak. Hataylılar, bu sürecin bir parçası olmaktan gurur duyuyor ve gelecek için umutla bekliyor.
Bakan Kurum’un Hatay ziyareti, yalnızca bir devlet yetkilisinin incelemeleri değil, aynı zamanda bir ulusun yeniden doğuşunun hikayesidir. Hatay’ın geleceği için atılan bu adımlar, bölgenin sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da yeniden toparlanmasına yardımcı olacak.
Hataylılar, Bakan Kurum’un desteğiyle, yeniden ayağa kalkma ve gelecekte daha güçlü bir toplum olma hedefinde kararlılar. Bu süreç, tüm Türkiye için de bir örnek teşkil ediyor. Yeniden yapılanma sürecinde atılan her adım, umutların yeşermesi için bir fırsat sunuyor.
Kaynak: Milliyet
Gülüç beldesinde 18 yaşındaki Şebnem Çetinkaya’nın ani ölümü, ailesi ve yakınları arasında derin bir üzüntü yarattı. Duş almak için banyoya girdiği sırada uzun süre çıkmayan genç kız, ailesinin endişesi üzerine kontrol edildi. Ailesi, Şebnem’i banyoda baygın halde bulduğunda, olayın ciddiyeti hemen anlaşıldı.
Acil durum çağrısı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, genç kızı hızla özel bir hastaneye kaldırdı. Ancak doktorların tüm müdahalesine rağmen, Şebnem Çetinkaya kurtarılamadı. Bu trajik olay, daha önce kaybolmuş olarak aranan genç kızın yaşadığı korkunç durumu gözler önüne serdi.
Şebnem Çetinkaya, ailesi tarafından kaybolduğu bildirildiği sırada, belde çevresinde arama çalışmaları sürüyordu. Ancak, bu üzücü olayın etkileri bir an önce hissedildi. Ailesi, genç kızlarının hayatta olup olmadığını öğrenmek için büyük bir umutla bekledi. Ne yazık ki, beklenmedik bir şekilde banyoda yaşanan olay, aileyi derin bir acıya sürükledi.
Bugün öğle vakti, Şebnem Çetinkaya’nın cenaze namazı Hatip Camii’nde kılındı. Törene Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, İl Emniyet Müdürü Sinan Ergen ve İl Jandarma Komutanı Albay Barış Cücen’in de katılması, olayın toplumda yarattığı etkiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Aile, dostları ve sevenleri, genç kıza son görevlerini yerine getirirken gözyaşları sel oldu. Çetinkaya, namazın ardından dualarla toprağa verildi.
Bu olay, gençlerin sağlığına dair önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Gençler hangi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor? Uzmanlar, genç yaşta yaşanan stres ve baskının insan sağlığı üzerindeki etkilerini vurguluyor. Şebnem’in durumu, bu noktada toplumun dikkatini çekmesi gereken bir uyarı niteliği taşıyor. Şebnem Çetinkaya’nın kaybı, birçok aile için benzer sorunların önemini tekrar gündeme getiriyor.
Duygu dolu bir cenaze töreninin ardından, Şebnem’in hayatına son veren sebeplerin araştırılması ve gençler arasında bu tür trajedilerin önlenmesi için daha fazla bilinçlendirme çalışmasının yapılması gerektiği bir kez daha anlaşıldı. Toplumun bu konuda nasıl bir farkındalık geliştirebileceği ise merak konusu.
Kaynak: Milliyet
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Azerbaycanlı mevkidaşı Anar Aliyev ile gerçekleştirdiği ikili görüşmenin ardından, iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendirme sözü verdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Kardeş ülke Azerbaycan ile bilgi ve tecrübelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanan Işıkhan, vatandaşlara en yüksek faydayı sağlayacak hizmetlerin hayata geçirileceğini vurguladı.
Bakü’de gerçekleşen toplantıda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki sosyal güvenlik, çalışma hayatı ve ekonomik işbirlikleri ele alındı. Bakan Işıkhan, “İki ülke olarak ortak hedeflerimizi gerçekleştirmek için atılacak adımları kararlaştırdık. Bu süreçte, iş insanlarımızın ve vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda hareket edeceğiz” dedi.
Toplantıya katılan diğer yetkililerle birlikte, her iki ülkenin ekonomik durumunu ve sosyal projelerini değerlendiren Işıkhan, “Azerbaycan’daki vatandaşlarımızın sosyal, ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarını dinledik. Bu bağlamda, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımız için daha fazla hizmet sunmayı hedefliyoruz” dedi.
Bu tür görüşmelerin, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki güçlü dostluk ilişkisini pekiştirmek adına kritik bir rol oynadığı belirtiliyor. 2022 yılındaki ticaret hacminin 5.4 milyar dolara ulaştığı, iki ülke arasındaki işbirliklerinin her geçen gün arttığı biliniyor. Ayrıca, Türkiye, Azerbaycan’ın en büyük ticaret ortaklarından biri olmaya devam ediyor.
Bakan Işıkhan’ın Bakü ziyareti, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da işbirliklerini artırmak için bir fırsat sundu. “Kardeş ülke” olarak tanımladığı Azerbaycan ile daha fazla ortak projeye imza atılacağını belirten Işıkhan, bu ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Işıkhan’ın açıklamaları, Türkiye ve Azerbaycan arasında yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor. Her iki ülkenin hükümetleri arasındaki bu tür işbirlikleri, sadece ekonomik kalkınmayı değil, aynı zamanda bölgedeki siyasi istikrarı da pekiştirebilir. Böylece, iki ülke vatandaşları için daha iyi bir gelecek inşa edilmesi hedefleniyor.
Sonuç olarak, Bakan Işıkhan’ın Azerbaycan ziyareti ve mevkidaşı Aliyev ile yaptığı görüşme, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin derinleşmesine yönelik önemli bir adım olarak kaydedildi. Bu tür işbirliklerinin önümüzdeki dönemde nasıl şekilleneceği ise merakla bekleniyor.
Kaynak: Milliyet
Türkiye’nin dört bir yanını etkisi altına alan soğuk hava dalgası, Kars’ta kar yağışını yoğunlaştırarak ilçe merkezinde kar kalınlığını 10 santimetreye kadar çıkardı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarının ardından yaşanan bu gelişme, bölge halkını hem sevindirdi hem de zorluklarla yüzleştirdi.
Kars’taki kar yağışı, mevsim normallerinin üzerinde bir etki yaratarak, günlük yaşamı derinden etkiledi. Şehirdeki kar kalınlığının arttığını doğrulayan yerel yetkililer, kar yağışının bu hafta boyunca süreceğini ve özellikle sabah saatlerinde buzlanma tehlikesinin bulunduğunu belirtti. Yapılan açıklamalara göre, karın özellikle ulaşımda aksamalara neden olabileceği, vatandaşların dikkatli olmaları gerektiği vurgulandı.
Meteoroloji uzmanları, Kars’taki kar yağışının ardından hava sıcaklıklarının birkaç gün boyunca sıfırın altında kalacağını, bunun da kar birikintilerini artıracağını ifade ediyor. Kar yağışının, tarım ve su kaynakları açısından önemli olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun kış mevsiminin kurak geçmesini önleyebileceğini söyledi. Ancak, yoğun kar yağışı nedeniyle meydana gelecek olumsuz hava koşullarına karşı hazırlıklı olmak büyük önem taşıyor.
Bölge halkı, kar yağışının getirdiği güzellikler kadar zorluklara da dikkat çekiyor. Karslı vatandaşlar, kış aylarının bereketi olarak gördükleri karın, aynı zamanda günlük yaşamı zorlaştırdığını belirtiyor. Aracını park etmekte zorlanan sürücüler, sokaklarda yürümekte güçlük çeken yayalar, bu durumun getirdiği zorluklarla mücadele ediyorlar.
Kars’ta yaşanan bu kar yağışı, sadece yerel değil, ulusal ölçekte de dikkat çekici bir olay haline geldi. Kar kalınlığının bu denli artması, meteorolojik veriler açısından önemli bir gelişme olarak kaydediliyor. Uzmanlar, bu tür hava olaylarının iklim değişikliğinin etkilerini de gözler önüne serdiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Kars’ta yaşanan kar yağışı, hem sevindirici hem de zorlayıcı bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Yerel yönetimlerin ve vatandaşların bu duruma karşı alacakları önlemler, kış mevsiminde karşılaşabilecek olumsuz etkileri en aza indirmek adına büyük önem taşıyor.
Kaynak: Milliyet