40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
02:00
8 Ocak 2020 sabahı, dünya sivil havacılık tarihinde kara bir leke olarak kalacak bir trajedi yaşandı. Ukraine International Airlines’ın PS752 sefer sayılı uçağı, Tahran’dan Kiev’e gitmek üzere kalkış yaptıktan kısa bir süre sonra, İran Devrim Muhafızları tarafından fırlatılan iki karadan havaya füze ile vurularak düşürüldü. Uçakta bulunan 176 kişinin tamamı hayatını kaybetti. Bu olay sadece bir uçak kazası değil; bir güvenlik açığının, bir iletişim faciasının ve sivillerin savaş ortamında nasıl göz ardı edilebildiğinin somut bir örneği olarak kayıtlara geçti.
PS752 faciası, ABD ve İran arasında yaşanan yüksek tansiyonun tam ortasında meydana geldi. ABD, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi 3 Ocak 2020’de Irak’ta bir hava saldırısıyla öldürmüştü. İran bu saldırıya karşılık vermek için Irak’taki iki Amerikan üssünü balistik füzelerle vurdu. Tam da bu saldırının yapıldığı gece, Tahran hava sahası sivil uçuşlara açık bırakıldı ve PS752 uçağı da bu hava sahasında uçarken yanlışlıkla hedef alındı.
İran, ilk başta uçağın teknik arıza nedeniyle düştüğünü iddia etti. Ancak olaydan birkaç gün sonra, uluslararası baskılar ve delillerin ortaya çıkması sonucunda, İran ordusu uçağı yanlışlıkla düşürdüğünü itiraf etti. Bu gecikmeli kabul, İran yönetiminin şeffaflık konusundaki zafiyetini de gözler önüne serdi.
Askeri gerginliğin yaşandığı bölgelerde sivil uçuşların yapılması büyük riskler taşır. Ancak bu risklerin yönetilmesi uluslararası havacılık otoritelerinin ve yerel hükümetlerin sorumluluğundadır. İran’ın hava savunma sistemleri, o gece yüksek alarmdaydı ve her türlü nesneyi potansiyel tehdit olarak görüyordu. PS752 uçağı, radar sinyallerinde düşman bir hedef olarak algılandı ve çok kısa bir süre içinde karar verilerek vuruldu.
Bu durum birkaç önemli zafiyeti ortaya koydu:
Olayın ardından Kanada, Ukrayna, Birleşik Krallık, İsveç ve Afganistan gibi kazada vatandaşlarını kaybeden ülkeler, İran’a ciddi baskılar uyguladı. Olayın tam olarak aydınlatılması, kara kutuların incelenmesi, kurbanların ailelerine tazminat ödenmesi ve sorumluların yargılanması talepleri gündeme geldi.

İran, ilk etapta kara kutuları vermemekte direndi. Ancak uzun süren diplomatik girişimler sonucunda kara kutuların analizi Fransa’da yapıldı ve PS752’nin füze saldırısı sonucu düştüğü net olarak teyit edildi.
Bu trajedi, kriz anlarında sivil hava sahalarının açık tutulmasının ne denli tehlikeli olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Ukrayna uçağı düşürüldüğünde, aynı zaman diliminde birçok farklı hava yolu şirketine ait uçaklar da Tahran semalarında uçuyordu. Yani, hedef herhangi biri olabilirdi. Bu da sivil havacılığın, savaş alanlarında bile “dokunulmaz” olması gereken bir yapı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) bu olaydan sonra, çatışma bölgelerinde uçuş güvenliğini sağlamak adına yeni protokoller geliştirmeye başladı. Havayolu şirketleri, riskli bölgelere uçuş planlarken artık çok daha fazla değerlendirme yapmak zorunda.
PS752’nin düşürülmesi sadece bir “kaza” ya da “teknik hata” olarak nitelendirilemez. Bu olay, devletlerin savaş ya da yüksek gerginlik anlarında dahi sivil yaşamı koruma sorumluluğunu göz ardı edemeyeceğini gösterdi. İran yönetimi, olayın üzerinden geçen yıllara rağmen sorumluları adil bir şekilde yargılamadığı için uluslararası kamuoyunun eleştirilerine maruz kalmaya devam ediyor.
Kurbanların aileleri hâlâ adalet arayışında. Bazı aileler uluslararası mahkemelere başvurdu. Bazı ülkeler, uluslararası ceza mahkemesi gibi platformlarda bu olayın “insanlığa karşı işlenmiş bir suç” olarak değerlendirilmesini talep ediyor.
PS752 trajedisi, uluslararası sivil havacılık camiası için bir dönüm noktası olmalı. Aşağıdaki adımlar, benzer felaketlerin yaşanmaması adına kritik öneme sahip:
Ukraine International Airlines PS752 seferi, bir savaş uçağı değildi. Sıradan insanların sıradan yolculuk hayalleriyle doluydu. Ancak bu hayaller, politik hesaplaşmaların ve güvenlik zafiyetlerinin ortasında yok oldu. Bu olay, sadece teknik bir hata değil; uluslararası toplumun ve devletlerin sivilleri koruma görevlerini yeterince ciddiye almadıklarının çarpıcı bir örneği olarak tarihe geçti.
Bugün, PS752 faciasını anarken yalnızca kurbanları değil, onların ailelerinin adalet mücadelesini de unutmamalıyız. Ve en önemlisi, benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için uluslararası toplumu daha güçlü bir sorumlulukla hareket etmeye zorlamalıyız.
Alkin Ailesinde Askerlik Gururu
1
TightTonic™: Türkiye’den Doğan ve E-Ticarette Yükselen Bir Başarı Hikayesi
1028 kez okundu
2
Gökyüzünde Talihsiz Bir Hikâye: Aeroflot Flight 593 Kazası ve Arkasındaki Gerçekler
936 kez okundu
3
Helios Airways Flight 522 Kazası: Kabin Basıncı Arızasının Trajik Sonu
898 kez okundu
4
Lansa Flight 508 Kazası ve Juliane Koepcke’nin İnanılmaz Hikayesi
890 kez okundu
5
Gol Transportes Aéreos Flight 1907: Brezilya Hava Sahasında Yaşanan Korkunç Çarpışma
884 kez okundu