40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
02:00
Havacılık tarihi, binlerce başarılı uçuştan oluşsa da, hafızalara kazınan ve sektörün ders çıkardığı büyük felaketler de vardır. Endonezya’nın hava taşımacılığı tarihinde kara bir leke olarak yerini alan Adam Air Uçuşu 574 (2007) kazası, modern havacılığın en gizemli ve üzücü olaylarından biridir. 102 kişinin yaşamını yitirdiği bu trajik hadise, sadece bir kaza raporundan ibaret değil, aynı zamanda hızla büyüyen bir endüstrideki güvenlik açıkları, kurumsal ihmaller ve insan faktörünün karmaşık etkileşiminin acı bir örneğidir.
Bu yazı, olayın kronolojisine, kazanın ardındaki teknik ve insani nedenlere odaklanarak, havacılık güvenliğinin ne denli kırılgan bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne serecektir.
Takvimler 1 Ocak 2007’yi gösteriyordu. Endonezya’nın önde gelen ucuz maliyetli taşıyıcılarından Adam Air’e ait Boeing 737-400 tipi uçak, başkent Cakarta’dan (Soekarno-Hatta Uluslararası Havalimanı) kalkarak Surabya’ya (Juanda Uluslararası Havalimanı) uğradıktan sonra nihai varış noktası olan Sulawesi Adası’ndaki Manado’ya (Sam Ratulangi Uluslararası Havalimanı) doğru yola çıktı. Uçakta, 6’sı mürettebat ve 96’sı yolcu olmak üzere toplam 102 kişi bulunuyordu. Yeni yılın ilk gününde, tatil dönüşü veya yeni başlangıçlar için seyahat eden bu insanlar, ne yazık ki son yolculuklarına çıkmışlardı.
Uçuşun Surabya-Manado ayağı sırasında, Sulawesi Adası’nın batı kıyısı açıklarında, Endonezya hava trafik kontrolörleri uçakla olan bağlantıyı kaybetti. Rutin bir iç hat uçuşu, dakikalar içinde uluslararası bir arama kurtarma operasyonuna dönüştü. Hava koşulları bölgede şiddetliydi ve bu durum, arama çalışmalarını ilk günlerde oldukça zorlaştırdı. Başlangıçta uçağın karaya zorunlu iniş yaptığına dair asılsız söylentiler çıksa da, günler süren yoğun çabaların ardından enkazın denizin derinliklerinde olduğu anlaşıldı.
Uçakla iletişimin kesilmesinden günler sonra, deniz yüzeyinde uçağa ait olduğu düşünülen küçük parçalar ve enkaz kalıntıları bulunmaya başlandı. Ancak ana enkaz, su altında kaldığı için ulaşılamıyordu. Aylar süren uluslararası işbirliği ve teknolojik arama çalışmaları sonucunda, Mart ayında nihayet uçağın okyanus tabanında, yaklaşık 2000 metre derinlikte olduğu tespit edildi.
Kazanın nedenini çözmek için hayati öneme sahip olan kokpit ses kayıt cihazı (CVR) ve uçuş veri kayıt cihazı (FDR) cihazlarına ulaşılması gerekiyordu. Ağustos 2007’de, deniz altı robotları ve sonar teknolojisi kullanılarak büyük bir çabayla kara kutular okyanusun derinliklerinden çıkarıldı. Bu, Endonezya’nın havacılık soruşturma kurumu olan Ulusal Ulaşım Güvenliği Komitesi (KNKT) için dönüm noktası oldu.
Kara kutu verilerinin analizi, kazanın ardındaki karmaşık olaylar zincirini net bir şekilde ortaya koydu. Uçağın düşmesine yol açan tek bir arıza veya pilot hatası değil, birden fazla faktörün eş zamanlı olarak felakete yol açmasıydı.
1. Arızalı Atalet Referans Sistemi (IRS)
Kazanın temel teknik nedeni, uçağın üç ana navigasyon sisteminden biri olan Atalet Referans Sistemi’ndeki (IRS) sorundu. Bu sistem, uçağın konumunu, hızını ve yönelimini belirlemek için kullanılır. Uçuş sırasında pilotlar, sürekli olarak sorun çıkaran sağ kanattaki IRS ünitesiyle meşgul oldular. Bu birim, hem uçuşun başından beri arızalıydı hem de bakım kayıtları, bu arızanın tekrar eden bir sorun olduğunu gösteriyordu.
2. Uçuş Kontrolüne Yetersiz Dikkat
Pilotlar, otomatik pilot devredeyken bile, arızalı IRS’i manuel olarak yeniden ayarlamaya odaklandılar. Bu teknik soruna aşırı odaklanma, pilotların uçağın uçuş göstergelerinden ve temel uçuş parametrelerinden dikkatlerini dağıttı. Otomatik pilot devre dışı kaldıktan sonra bile, kokpitteki ses kayıtları, kaptan ve yardımcı pilotun navigasyon sorununu çözmeye çalışmaya devam ettiğini gösteriyordu.

3. Kritik Andaki Manevralar
Pilotların IRS sorununa yoğunlaşması ve temel uçuş kontrolünü ihmal etmesi, uçağın yavaş yavaş kontrol dışı bir duruma girmesine neden oldu. Uçak, yüksek irtifada tehlikeli bir dönüşe girdi ve aşırı yalpalamaya başladı. Nihayetinde pilotlar, uçağın durumunu (uzamsal oryantasyonunu) doğru algılayamadı. Uçağın hızının arttığı ve kontrol edilemez bir pikeye girdiği son anlarda, pilotların yanlış düzeltme manevraları yaptığı belirlendi. Uçuş, ses hızına yakın bir süratte (saatte yaklaşık 1100 km) dikey olarak okyanusa çarparak aniden sonlandı.
KNKT raporu, kazanın sadece teknik bir arıza ve pilot hatası olmadığını, aynı zamanda Adam Air şirketinin kurumsal güvenlik kültürü ve bakım standartlarındaki ciddi eksiklikleri de işaret etti.
Adam Air Uçuşu 574 kazası, Endonezya havacılık sektöründe büyük bir değişimin fitilini ateşledi. Kaza sonrasında:
Adam Air Uçuşu 574, havacılık camiasına, en son teknolojiye sahip uçaklarda bile, bakım ihmalinin, pilotların dikkat dağınıklığının ve kurumsal baskının ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini gösteren acı bir hatırlatmadır. 102 can kaybı, havacılıkta güvenliğin asla taviz verilemeyecek en temel öncelik olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Bu trajedinin anısı, sektörün sürekli öğrenme ve iyileştirme çabasının bir parçası olarak kalacaktır.
3 Ocak 2004: Kızıldeniz’in Karanlık Sularına Gömülen Bir Trajedi – Flash Airlines Uçuş 604
1
TightTonic™: Türkiye’den Doğan ve E-Ticarette Yükselen Bir Başarı Hikayesi
1428 kez okundu
2
Gökyüzünde Talihsiz Bir Hikâye: Aeroflot Flight 593 Kazası ve Arkasındaki Gerçekler
1307 kez okundu
3
Helios Airways Flight 522 Kazası: Kabin Basıncı Arızasının Trajik Sonu
1274 kez okundu
4
Lansa Flight 508 Kazası ve Juliane Koepcke’nin İnanılmaz Hikayesi
1260 kez okundu
5
Gol Transportes Aéreos Flight 1907: Brezilya Hava Sahasında Yaşanan Korkunç Çarpışma
1251 kez okundu