İstanbul Deprem Teorisi Tartışma Yarattı: Uzmanlardan Çarpıcı Eleştiri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul’un beklenen büyük depreminin etkileri üzerine yapılan son analizler, Türkiye’deki deprem tartışmalarını yeniden alevlendirdi. New York Times ve Science Dergisinde yer alan korkutucu iddialar, Türk bilim insanlarının tepkisini çekti. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, CNN Türk canlı yayınında bu analizlerin dayanağının olmadığını vurgulayarak, “Makalenin hiçbir temel dayanağı yok” dedi.

Olası Büyüklükte Depremler Hakkında Yanlış Bilgiler

Üşümezsoy, açıklamalarında New York Times’ta yayımlanan makalenin, Science Dergisi’ndeki bir çalışmaya atıfta bulunduğunu belirtti. Uzmanlar, Marmara Bölgesi’nde büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu savunuyor; ancak Üşümezsoy, geçmişte yapılan analizlerin çoğunun yanıltıcı olduğunu ifade etti. “Geçmiş yorumlarda fayın doğudan batıya doğru ilerleyeceğini ve Adalar Fayına ulaşarak İstanbul’u yıkacağını söylediler. Ancak biz o dönemde fayın Düzce’ye doğru gittiğini belirttik. Düzce’deki depremin ardından bu tahminlerini revize etmediler” diye ekledi.

Üşümezsoy’un eleştirileri, uzmanlar arasında önemli bir tartışma başlattı. 110 kilometrelik bir fay hattının Yeşilköy’den Gaziköy’e kadar uzandığı ve burada 7.5 büyüklüğünde bir depremin olabileceği öne sürülmüştü. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar, bu fayın yalnızca 60 km’lik kısmının kırıldığını ortaya koydu.

Deprem Biliminde Yanlış Anlamalar ve Korku

Bu tartışmalar, kamuoyunda büyük bir korku yaratırken, Üşümezsoy’un açıklamaları, deprem bilimindeki yanlış anlamaların üstüne bir ışık tutuyor. “Depremlerle ilgili doğru bilgiye ulaşmak, toplumun bu konuda bilinçlenmesi açısından hayati önem taşıyor. Korku içeren tahminler yerine bilimsel verilerle hareket edilmesi gerekiyor” diyen Üşümezsoy, yanlış bilgilendirmelerin tehlikelerine dikkat çekti.

Neden Önemli?

Bu konunun önemi, deprem biliminin doğru yorumlanması ve kamuoyunun gerçek bilgilerle aydınlatılması açısından büyük. Türkiye, aktif bir fay hattı üzerinde bulunuyor ve depremlerle mücadelede bilimsel verilerin önemi tartışılmaz. Uzman görüşlerinin dikkate alınması, halkın bilinçlenmesi ve olası felaketlere karşı hazırlıklı olması açısından kritik bir rol oynuyor.

Sonuç olarak, İstanbul’un geleceği üzerindeki bu tartışmalar, sadece bilim insanlarını değil, tüm toplumu ilgilendiriyor. Doğru bilgiye ulaşmak, depremlerle ilgili korkuların azaltılması ve kayıpların en aza indirilmesi için kaçınılmaz. Üşümezsoy’un açıklamaları, bu alandaki yanlış anlamaların sorgulanmasını sağlıyor ve Türkiye’deki deprem tartışmalarını daha sağlıklı bir zemine taşıyor.

Kaynak: Milliyet